17 Nisan 2006

fındık'ın ziyareti

fındık geri geldi, daha doğrusu bir gece bizde kalıp yine "vahşi doğaya" karıştı. kitapçıdan dönerken gördüm, çalıların arasında birşey ararmış gibi burnuyla otları kokluyordu. çağırdım gelmedi. yanaştım, okşadım. biraz gönlü var gibiydi. sonra yine kaçar gibi yaptı. "önemli işlerim var benim. uğraşamam seninle," der gibiydi. zaten ben de çok hevesli değildim onu eve hapsetmeye...

eve yürümeye başladım. itaatkar bir köpek gibi ardımdan sökün etti. köpekleşen kedi (!). insanı ruhu okşanıyor tabii. :) kapıya kadar geldi ve kapıyı açmama için bağrındı durdu. içeri girince yemek verdik. kalan kıtırın hepsini... sonra ulvi bir yorgunluğun acısını çıkartırcasına, bir inşaat işçisinin şekerlemesi gibi (doğru bir benzetme değil ama, aklıma ilk gelen bu) derin bir uykuya daldı.

her zamanki gibi sabah dışarı çıktı.

ona kuaför bakıyormuş. boynundaki tasma izinden de anlaşılıyor bu.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home