19 Ağustos 2006

Max Frisch












Verili hiçbir kimliği benimsemeyeceksin.

Çok sevdiğimiz insanların hiç de kolayca tarif edemeyeceğimiz insanlar olması ilginçtir. Onları severiz, o kadar. İşte aşk tam da budur, onu harikulade kılan şey budur: bizi hep bir gerilim içine hapseder, bir insanı bütün yönleriyle tanımaya koşullar. Sevilen birinin kendini dönüşmüş/gizemlerinden arınmış hissettiğini ve herşeyi, hem en mahrem hem de sıradan şeyleri kendine olduğu kadar onu seven kişiye de aktardığını biliriz. Şeyleri sanki ilk kez görüyormuş gibi bir hali vardır çoğun, çünkü aşk onu görüntüsünden kurtarmıştır. Aşkın heyecan verici, öngörülemez ve insanı gerçekten allak bullak eden yönü budur: Sevdiğimiz insanı asla tüketemeyiz: çünkü severiz onu; ve onu sevdiğimiz sürece mümkün değildir bu. Aşık oldukları zamanlarda şairlerin halini getirin gözünüzün önüne: Sanki sarhoş gibi benzetmeler ararlar; evrendeki herşeye yapışırlar, çiçeklere, hayvanlara, bulutlara, yıldızlara ve okyanuslara. Neden? Kişinin sevdiği insan tıpkı evren gibi ele geçirilmezdir de ondan; Tanrı’nın ebedi mekânı gibi, o da sınırsızdır, olasılıklarla ve gizlerle doludur—

İnsan yalnızca aşıkken katlanabilir buna.

Max Frisch

1 Comments:

Blogger mAvi aDa'Nın güNcEsi said...

"İnsan yalnızca aşıkken katlanabilir buna."

çok güzel ifade etmişsiniz..

aşk biraz hastalıklı birşey bence..
dediğiniz gibi yalnızca aşık olunca katlanabilir olmak, normalde olmadığımız bir insan yapar bizi..
aslında o da bizden bir parça taşır ya..
ama biz bile inanamayız biz olduğumuza..

3:39 ÖS  

Yorum Gönder

<< Home